Boşanma sürecinde en hassas konulardan biri, çocukların velayetinin kime verileceğidir. Türk hukukunda temel ilke çocuğun üstün yararıdır; yani mahkeme, her somut olayda çocuğun fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimi için en uygun düzenlemeyi yapmayı hedefler. Bu çerçevede velayet; anneye, babaya veya istisnai hallerde ortak velayet şeklinde düzenlenebilir. Aşağıda mahkemelerin dikkate aldığı başlıca kriterler ve pratik noktalar yer almaktadır. İzmir’de boşanma avukatı hizmeti veren Av. Perihan İlke Demir bu konudaki tecrübelerini paylaşmıştır.
Hukuki Çerçeve ve Mahkemenin Rolü
Velayete ilişkin kararları aile mahkemeleri verir. Hakim; tarafların beyanlarını, sosyal inceleme raporlarını, okul ve sağlık kayıtlarını, gerekiyorsa uzman pedagojik değerlendirmeleri inceler. Amaç, ebeveynlerden hangisinin çocuğa daha sürekli, güvenli ve dengeli bir bakım sağlayacağını tespit etmektir.
Mahkemelerin Dikkate Aldığı Başlıca Kriterler
1) Yaş ve Bakım İhtiyacı
Okul öncesi dönemde çocukların bakım ve ilgi gereksinimi daha yüksektir. Bu evrede günlük bakımın sürekliliği ve bakım veren kişiyle kurulan bağ önem taşır. Ancak bu durum tek başına belirleyici değildir; her olay ayrı değerlendirilir.
2) Süreklilik ve İstikrar İlkesi
Çocuğun alıştığı ev, mahalle, okul ve sosyal çevresi mümkün olduğunca korunmaya çalışılır. Ani kopuşlar, özellikle eğitim çağındaki çocuklar için risk oluşturabilir. Bu nedenle istikrarlı bir yaşam düzeni sunan ebeveyn lehine değerlendirme yapılabilir.
3) Ebeveynlerin Kişisel Yeterliliği
Psikolojik ve fiziksel sağlık durumu, şiddet veya bağımlılık öyküsü, yaşam tarzının çocuğa etkisi, ebeveynin sorumluluk bilinci ve çocukla kurduğu bağ önemlidir. Şiddet, istismar, ağır ihmal gibi hususlar velayet değerlendirmesinde belirleyicidir.
4) Ekonomik Koşullar ve Zaman Yönetimi
Maddi imkân tek başına velayet için yeterli ölçüt değildir; ancak çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanabilirliği ve ebeveynin zaman ayırabilme kapasitesi dikkate alınır. Yoğun iş temposu içinde dahi çocuğa düzenli zaman ayırabilen ebeveyn lehine değerlendirme yapılabilir.
5) Ebeveynler Arası İşbirliği ve İletişim
Velayet sahibi olacak ebeveynin, çocuğun diğer ebeveyniyle sağlıklı iletişim kurmaya istekli olması beklenir. Çocuğu diğer ebeveynden uzaklaştırma (ebeveyn yabancılaştırması) girişimleri olumsuz değerlendirilir.
6) Kardeşlerin Birlikte Büyümesi
Kardeşlerin birbirinden ayrılmaması genel bir ilkedir. İstisnai ve üstün gerekçe olmadıkça kardeşlerin aynı ev ortamında birlikte büyümesi tercih edilir.
7) Çocuğun Görüşü
Belirli bir olgunluk düzeyine ulaşmış çocukların görüşleri dinlenebilir. Çocuğun beyanı tek başına belirleyici değildir; ancak üstün yarar ilkesiyle birlikte değerlendirilir.
8) Eğitim ve Sosyal Gelişim
Okul devamlılığı, akademik destek, sanat-spor faaliyetlerine erişim, çocuğun arkadaş çevresinin korunması gibi faktörler önemlidir. Gelişimi teşvik eden, düzenli bir ev ve okul iş birliği sağlayan ebeveyn avantajlı olabilir.
Ortak Velayet ve Uygulaması
Boşanma sonrası velayetin anne ve baba tarafından ortak kullanılmasına yönelik düzenlemeler, mahkemece çocuğun üstün yararına uygun bulunursa ve pratikte uygulanabilir bir plan sunulursa mümkün olabilir. Özellikle çekişmesiz boşanmalarda tarafların detaylı bir ebeveynlik planı (ikamet düzeni, tatil-dinlenme günleri, eğitim ve sağlık karar süreçleri, iletişim usulleri) sunmaları beklenir. Ortak velayet kararlarında ebeveynler arasında yüksek işbirliği, düşük çatışma düzeyi kritik önemdedir.
Geçici Önlemler: Tedbiren Velayet ve Kişisel İlişki
Dava sürerken çocuğun belirsizlikten etkilenmemesi için hakim, tedbiren velayet kararı verebilir. Ayrıca velayet kendisine verilmeyen ebeveynle çocuğun bağının kopmaması amacıyla düzenli kişisel ilişki takvimi belirlenir. Tatiller, bayramlar, yarı yıl ve yaz dönemleri için net gün-saat planı yapılarak tarafların sürtüşmesi azaltılır.
Velayetin Değiştirilmesi (Şartların Değişmesi)
Velayet kararı kesin ve değişmez değildir. Zaman içinde ana koşullarda önemli değişiklik (örneğin ciddi sağlık sorunu, yeni bir şiddet vakası, ağır ihmal, taşınma sonucu çocuğun eğitiminde aksama) ortaya çıkarsa velayet yeniden değerlendirilebilir. Bu durumda somut deliller (raporlar, okul yazıları, sağlık kayıtları, tanık beyanları) büyük önem taşır.
Özel ve Hassas Durumlar
Şiddet ve Koruma
Aile içi şiddet iddiaları, yalnızca velayet değil aynı zamanda koruma tedbirleri bakımından da ivedilikle ele alınır. Mahkeme, çocuğun güvenliğini önceleyerek gerekiyorsa kişisel ilişkiyi denetimli hale getirebilir veya sınırlayabilir.
Yurt Dışı Taşınma
Velayet sahibi ebeveynin yurt dışına taşınma talebi; çocuğun dil, eğitim, kültürel uyum, diğer ebeveynle ilişkinin sürdürülebilirliği gibi başlıklarda ayrıntılı şekilde değerlendirilir. Çocuğun diğer ebeveyniyle ilişkisini fiilen imkânsız kılan planlar genellikle olumsuz karşılanır.
Uygulamada Sık Görülen Yanılgılar
- “Küçük çocuk otomatik olarak anneye verilir.” Hayır. Yaş faktörü önemlidir ama tek belirleyici değildir; üstün yarar esastır.
- “Geliri yüksek olan velayeti alır.” Tek başına gelir belirleyici değildir; zaman, ilgi, bakım yeterliliği ve istikrar birlikte değerlendirilir.
- “Velayet kararı değişmez.” Şartlar önemli ölçüde değişmişse velayet değiştirilebilir.
- “Diğer ebeveynle görüşmeyi kısıtlarsam velayeti güçlendiririm.” Yabancılaştırma çocuğun yararına aykırıdır ve aleyhe sonuç doğurabilir.
Ebeveynler İçin Pratik Öneriler
Mahkeme sürecinde çocuğun rutini ve güvenliği için mümkün olduğunca çatışma dozunu düşürün. Okul ve sağlık süreçlerinde ortak hareket edin, yazılı bir ebeveynlik planı hazırlayın. Delillerinizi sistematik biçimde dosyalayın; okul devamsızlıkları, not çizelgeleri, rehberlik servis yazıları, doktor raporları ve ihtiyaç halinde uzman görüşleri dosyayı güçlendirir. Çocuğun duygusal bütünlüğünü önceleyin; onu taraf tutmaya zorlamayın ve mahkeme/uzman görüşmelerine hazırlanırken profesyonel rehberlik alın.
Boşanma davalarında velayet, her ailenin koşullarına göre somut olayın özellikleri temel alınarak belirlenir. Hakimin amacı; çocuğun güvenli, sevgi dolu, istikrarlı ve gelişimini destekleyen bir ortamda büyümesini sağlamaktır. Bu nedenle yaş, bakım ihtiyacı, istikrar, ebeveynlerin kişisel yeterliliği, işbirliği düzeyi, kardeşlerin birlikteliği, çocuğun görüşü ve eğitim-sosyal çevre gibi kriterler birlikte değerlendirilir. Doğru planlama, şeffaf iletişim ve çocuğun üstün yararını merkeze alan bir yaklaşım, hem kararın doğruluğunu hem de karar sonrası dönemin huzurunu artırır.
Not: Bu metin genel bilgilendirme amaçlıdır. Somut durumunuza ilişkin hukuki değerlendirme için bir aile hukuku avukatından profesyonel destek almanız gerekir.











